Ama halkımızın eğitim durumu –ki halkımız okumayı (İkra’yı…) sevmiyor- ayrıca birçok değişik cemaat yoluyla dinimize etki eden çarpık tasavvuf anlayışlarının da etkisiyle Peygamber’i bir melek gibi tasavvur eden bir Müslüman tipleri oluştu. Peygamberi İnsan’dan ayrı gören tiplemeler yüzünden sorunlarımıza çözüm üretmekten uzaklaştığımız gibi aramıza bin bir türlü fitnenin girmesine sebebiyet verdiler.
Ama şu gerçek ki Peygamberimiz toplumdan uzak yaşayan bir insan değildi. Herkes gibi o da alış veriş yapıyor, borç alıp veriyordu. Ticarî hayatı kontrol için ara sıra çarşıya pazara çıkıyor, insanlara adalet, insaf, hak hukuk dersi veriyor, birbirlerini aldatmamalarını, yalan yere yemin etmemelerini söylüyordu. Zalime boyun eğmiyor, zulüm edenlere yakınlık göstermiyordu. Politik ve siyasi adımlarında çeşit çeşit dalaverelere başvurmuyor, yalan söylemiyor, işi ehline veriyor ve en güçsüz olduğu anda bile inandıklarından vazgeçmiyordu…
MUHAMMED (s) BİZE NEYİ ÖĞRETİR?
Takiyye’yi bir yaşam şekline dönüştüren zihniyetler, güçlüye boyun eğilmesini önerenler, eline güç geçtiğinde bunu mazlumlar üzerinde bir zulme dönüştürenler, merhamet etmeyenler, halka yalan söyleyenler, işi ehline vermeyenler eğer Muhammed’i (S) tanısaydılar bugün bu çirkeflikler içinde yüzmezlerdi…
Çünkü ; Büyük Önder Muhammed’in (s) politik münasebetlerinde neyi ölçü aldığını, nasıl davrandığını iyi bilmeyen bir politika adamı asla “ iyi bir politikacı” olamaz. Büyük Önder Muhammed’in (s) yöneticilik kabiliyetinin inceliklerini analiz etmemiş bir yönetici asla “iyi bir devlet adamı” olmaz. Büyük Önder Muhammed’in (s) çocuklarına nasıl davrandığını bilmeyen bir baba asla “iyi bir baba” olamaz. Büyük Önder Muhammed’in (s) eğitimi altında bulunan çocuklara nasıl davrandığını iyi bilmeyen bir Öğretmen asla “iyi bir öğretmen” olamaz… Büyük Önder Muhammed’in (s) emri altındaki askerlere nasıl davrandığını bilmeyen bir komutan asla “iyi bir komutan” olamaz. Büyük Önder Muhammed’in (s) ticaret ahlakını bilmeyen bir esnaf asla “iyi bir esnaf” olamaz. Büyük Önder H.z Muhammed’in (s) adalete olan düşkünlüğünü ve adalet uğruna vazgeçtiklerini bilmeyen bir Hâkim, bir savcı, bir avukat asla “iyi bir adalet adamı” olamaz… Büyük Önder Muhammed’in (s) eşlerine nasıl davrandığını bilmeyen bir koca asla “iyi bir koca” olamaz.
Ve sonuç olarak mevcut dünya düzeni içerisinde kendisine ve halkına örnek bir model isteyenlerin; babaların, kocaların, öğretmenlerin, askerlerin, politikacıların, devlet adamlarının, esnafların, hâkimlerin, savcıların, avukatların, doktorların büyük Önder’in hayatını okumadan, anlamadan işinde Allah rızasını da kazanarak verimli olması söz konusu değildir. Hatta ve hatta “İnsan olma özelliklerinin” hangi boyutta olduğunu bilmeyen birisi büyük Önder Muhammed’in (s) hayatını öğrendikten sonra “hangi seviyede insan” olduğunu anlayabilir… Bu nedenle “kusursuz yakın örnek bir model” olarak Muhammed’den (S) farklı olarak gösterilebilecek başka bir örnek yoktur
VE MUHAMMED (s) AŞKINA SON SÖZ…
Şu yazdıklarımızı melekler not tutsun ve mahşer gününde karşımıza çıkarsın diye umut ediyor ve zalimlerin kınamasından korkmuyoruz. Eline güç geçirdiğinde bunu mazlumların aleyhine kullananlardan ve onların tehditlerinden korkmuyoruz. Hakkı olana hakkını vermeyip bir de buna “Allah…” ile başlayan sözlerle kılıf uyduran münafıklardan da korkmuyoruz… Korkumuz sadece bu kâfirlere, takiyyeci münafıklara boyun eğmektir… (Ki Allah’ım o günü bize nasip edipte bizi zillet içerisinde bırakma…)
Ki bize ve Gönüldaşlarımıza bu korkusuzluğu öğretecek olan büyük Önder Muhammed’in (S) hayatı ve kişiliğidir. İşte bu yüzden Muhammed (S) önemlidir, bu yüzden değerlidir… Ve onu gönderen yüce yaratıcıya binlerce kez “çok ama çok” teşekkür ediyorum. Her şey senindir, sana aittir; hüküm de sana aittir ve hükmüne boyun eğmekte bize aittir… Boynumuz kıldan incedir ve sabrımız azalmaktadır, ya sabrımızı artır ya da artık hükmünü ver…
BİR KİTAP ÖNERECEĞİM…
Yüce Allah’ın “Şüphesiz biz seni en güzel ahlak üzere yarattık.” dediği büyük Önder Muhammed’i (S) doğru anlamak ve Kur’an kriterleri ile anlamak istiyorsanız siz değerli kardeşlerime Celaleddin Vatandaş’a ait 2. Ciltlik “Mekke ve Medine Dönemi” adlı kitabını öneriyorum. Ki bu önerimi 10’a yakın siyer kitabını inceledikten sonra yapıyorum. Kendisi için geç olduğunu düşünenlere bile önerdiğim bu kitabı genç arkadaşlarımıza hele hele arayış içerisindeki dostlarımıza şiddetle öneriyorum…
|